Translate

Bu Blogda Ara

7 Eylül 2015 Pazartesi

Elleri Boyalı Adam 2

           Kiralık! Kalabalık sokakların arasına sıkışmış, birbirinden bir kez bile kopmak istemeyen apartmanların beşinci katın sol penceresinin tam ortasına yapıştırılmış olan kiralık tabelası. Sıcaktan bunalmış insanların kendilerini attıkları o balkonlardaki bakışları altında neden yolun ortasında durduğumu, nereye baktığımı anlamaya çalışırlarken, ben o eve gözümü dikmiş geçmişimin en güzel belki de en kötü günlerimi aklıma getiriyor, getirdikçe iç geçiriyordum o tabelayı her görmemde. Çünkü o ev hayal kırıklığına uğramış kalplerin bir bütün olmasını sağlayan, o yatakta her hafta birlikte yatılıp ardından yakılan sigaraları keyifle içimize çektiğimiz mutlu aile yuvası gibi huzur veren bir yerdi. İnsanlardan kaçıp sığındığımız, istediğimiz zaman birbirimize rahatlıkla sarılabildiğimiz, bazen kaçıp sığındığımız bazen aynı yatakta aynı masada yemek yeyip uyuduğumuz yerdi. şimdi ise o ev başka insanların sığınacağı, uyuyacağı, ağlayacağı, mutlu olacağı, sevişeceği, yemek yiyeceği yer olacaktı. En kötü ve en güzel günlerimi onunla birlikte geçirdiğim o eve girmek için kendimde cesaret  arıyor ama bunu bir türlü beceremiyordum. Artık çok geçti, bir daha onunla yaşamayacak, onu göremeyecek ve yaşadıklarımızı da o evi de geçmişimizden bir parça olarak sineye çekecektik. Belki de tamamen unutacaktık: Dalgalı olan kısa saçlarını, bir aşkla bakan kahverengi gözlerini, o ince pürüzsüz bedenini, kasıklarıyla kalçası arasında kalan o doğum lekesini, ellerinin bedenimde gezdirdiği o saf dokunuşunu, pembe ve mor renginin bir arada olduğu dudaklarını ve bana baktığındaki o doyulmaz güzelliği. Bir daha kasıklarımda yatamayacaktı, beraber yatağa uzanıp biralarımızı yudumlayamayacaktık, gökyüzünü seyredemeyecek, birbirimize sarılamayacak, kavga edemeyecektik. Ve bir daha asla birbirimizi göremeyecektik, görsek bile hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatlarımıza devam edecek benim ona yazdığım bu yazıyı öğrenemeyecekti. Ne acı verici hiçbir şey olmamış gibi çekip gitmek. Boş bir evin soğuk duvarlarında kendini aramak gibi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder