Uyandığımda
yabancılaşmıştım. Kendimden,
odadaki duvarlardan, dolaplardan, aynalardan, insanlardan, kısacası her şeyden
öyle yabancılaştım ki artık ne kendimi ne de onları tanıyabiliyordum. Kalktım,
her yanı kan revan olmuş yatağımdan kalktım ve dışarıya baktım pencereden. Hava
soğuk, etraf beyazlıktan görünmüyor ve sessizdi. Loş ışıklar arasında havanın
yeni aydınlanmasıyla birlikte gecemin bittiğini fark ettim. Artık uyuma
vaktiydi ve hava kararınca hayatıma yeniden başlayacaktım. Yalnızdım, uyudum, saatlerce uyudum. Dünyanın
saçmalığını görmemek için gözlerimi gün yüzüne kapıyordum. Ben geceleri
severdim, karanlık sokakları, tinercileri, o bomboş sokaklarda elinde içki
şişesiyle oradan oraya yaylanan insanları severdim. Gece çöplerden yemek arayanları,
sokak kedilerini ve yalnız insanları severdim. Gerçekleri bir kat daha
gördükleri, kendilerini soyutladıkları bu dünyadaki yaşamlarını sadece
yalnızlığa, içkiye ve sigaraya verenleri severdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder