Sabah işemeye gidercesine gittim, herkesin hayatından. Sessiz sedasız, kimsenin haberi olmadan. Güçlü olmanın, ayakta kalmanın tek fayda sağlayabileceği şeydi bu. Gitmek. Koskocaman boşluk arasında nasıl bir yetenekse kayboluyorum. Ailem bile öleceğim, kendime zarar vereceğim korkusuyla başbaşa kalmış, ben ise hala bunun zamanını kollayabiliyordum. Nasıl ama ? Ölüm herkesin korkulu rüyası. Peki ya neden rüyalarda öldüğümüzde yeniden hayata dönüyoruz? Peki ya neden gittiğimizde çıkacak başka bir yol bulamayınca geri dönüyoruz ? Bu sorular beni yakıp yıkarken kurtulmam gereken bu absürt bunalımdan çıkmamın gerektiğini farkettikçe, kendime, aileme, arkadaşlarıma, çevreme, yaşama, yaşamın beni dünyaya getirişine, tanrıya ve ahlaksız olan her şeye kızıyorum.
Kızman gerek belki de susuşların çığlığa dönüşmeli belkide en kısık sen olmalısın garip bu hayatta dans etmelisin belki dönen dünya ya inat ve çığlık atmalısın senin iraden dışında ki herşeye (gözlüğünün güzelliği yeter be sktr et..)
YanıtlaSilOkunmadıysa Sevme Sanatı öneriyorum.
YanıtlaSilOkunmadıysa "Sevme Sanatı" öneriyorum.Yalnızlığını sevebilirsen anlamlaşacak çok şey var.
YanıtlaSilgitmekten mi yoksa kalmaktan mı korkarsın..
YanıtlaSil