Translate

Bu Blogda Ara

13 Ekim 2017 Cuma

Yabancı

Uyandığımda  yabancılaşmıştım.  Kendimden, odamdan, odadaki duvarlardan, dolaplardan, aynalardan, insanlardan, kısacası her şeyden öyle yabancılaşmıştım ki, artık ne kendimi ne de etrafımdaki olanları tanıyabiliyordum. Kalktım, her yanı kan revan olmuş yatağımdan dışarıya baktım pencereden. Hava soğuk, etrafı kaplayan beyazlıktan hiçbir şey görünmüyor ve sessizdi. Loş ışıklar arasında havanın yeni aydınlanmasıyla birlikte gecemin bittiğini fark ettim. Artık uyuma vaktiydi ve hava kararınca yozlaşmakta olan hayatıma yeniden başlayacaktım. Yalnızdım, uyudum, saatlerce sanki hiç uyumuyormuşçasına uyudum. Dünyanın saçmalığını görmemek için her seferinde gözlerimi gün yüzüne kapıyordum. Ben geceleri severdim, karanlık sokakları, tinercileri, o bomboş sokaklarda elinde içki şişesiyle oradan oraya yaylanan insanları severdim. Gece çöplerden yemek arayanları, sokak kedilerini ve yalnız insanları severdim. Gerçekleri birkaç kat daha gördükleri, kendilerini soyutladıkları bu dünyadaki yaşamlarını sadece yalnızlığa, içkiye ve sigaraya verenleri severdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder